Bunlardan birincisi mevcut düzenin artık devam edemeyeceği, devam ederse çökeceği.
İkincisi, uluslararası bir örgütlenmeye dahil olunmasının şart olduğu, bunun yolunun da TFF’den değil KOP’tan geçtiği...
TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in adaya gelişi, yaptığı görüşmeler ve sonrasında açıklamaları aslında bu gerçeğe vurgu yapıyor.
Yıllar önce TFF eski başkanı Mahmut Özgener bunu seminer için geldiğinde yüzümüze çarptığında çok şaşırmıştık.
İlk adama tepki göstersek de, sonrasında haklı olduğunu anlamıştık.
O günden bu güne, TFF bizlerden uzak durarak mesajını net veriyor: “Benden medet ummayın, işinizi FIFA ile çözün”
Özgener’in yerine gelen Yıldırım Demirören bu gerçeği nezaket olarak da çok gösteren bir tavırda olmadı.
Zoraki geldiği Kıbrıs’ta 3 saatten fazla durmadı, umutsuzluk aşılayarak gitti.
Bugünkü görüşme trafiğinden sonra ortaya çıkan tek bir yol var; KOP ile görüşmeleri sürdürerek uluslararası futbola dahil olma mücadelesine devam etmek.
Bu konuda aleyhte olan varsa da, bir zahmet fikrini ortaya koysun...
Gerçi TFF Başkanı’nın bile FIFA’yı işaret ettiği bir ortamda, daha ne söylenebilir bilemiyorum.
***
Kıbrıs Türk futbolunun yıllardır yalnız bırakılışı,
FIFA ekseninde yapılan KOP görüşmelerine ilgilenmeyişi,
Minik futbolcularımızın İzmir’deki turnuvada dışlanışına duyarsızlığı,
Son olarak da BAL Ligi konusunda aylardır kendisine çağrı yapanlara cevap vermeyişi...
Yukarıda yazdıklarım Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören gerçekleridir.
Geçtiğimiz güne kadar kafasındaki haritada Kıbrıs olmayan birisiydi.
Ancak kendisine Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın tek telkini, adaya gelmesine yetti.
Bu saatten sonra kimse imaj çalışması yapmasın, olaydan rant beklemesin.
Olayın saf hali böyledir, Türkçe okunuşu da bu şekildedir...