Kendilerine göre haklıdırlar. Çünkü KKTC vatandaşları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını alıyorsa, yasal olarak TC vatandaşlarının sahip olduğu tüm haklara onlar da sahiptirler demektir.
Bu yüzden futbolcularımız, BAL Ligi’nde “filiz lisans” çıkartarak Türkiye’de istediği takımda oynama hakkını elde etmişlerdir. Bu açıdan bakıldığında, yasal olarak herhangi bir sıkıntı yok. Zaten herkes, üç hatta dört vatandaşlığa sahiptirler. O yüzden kurtuluşu bireysel yoldan aramak en doğal hak olmuştur.
Sıkıntının esas kaynağı, ülke takımlarımızın düştüğü durumdur. Bireysel olarak vatandaşlık hakkı elde eden futbolcular, tanınmayan bir ülkenin vatandaşlığından, tanınan bir ülkenin vatandaşlığına geçince, doğal olarak kendilerine tanınan bu şansı kullanmak isteyeceklerdir.
O zaman burada esas olan, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun kendi inisiyatifini kullanarak alacağı önlemlerdir. Siz kendi tedbirlerinizi kendi ülke şartlarına göre alırsanız, kimse elini kolunu sallayarak takımlarını terk edemeyecektir.
Kendimizin çözmesi gereken konuları, hep başkalarından yardım bekleyerek çözmek istiyorsak çözemeyiz. Bu ülkenin şartları ortada. Siz bu ülkenin federasyonuysanız, kuralları da siz koyarsınız. Kimseden icazet beklemezsiniz. Acil olarak olağanüstü kurul yapar, kulüpleri toplarsınız ve gerekli kararları alırsınız. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan yardım beklemekle bir yere varamazsınız.
Bu kapı açık kaldığı sürece, hiçbir futbolcuyu tutamayacaksınız. Buna bir sınırlama getirmeniz şarttır. Futbolcular gitmesin demiyorum. Elbette gidecekler, yeteneklerini dış ülkelerde kullanacaklar. Ancak gidişler bu şekilde olmayacak. Federasyonun koyduğu ölçekler çerçevesinde yapacaklar. Federasyonun asli görevi, bu ülkedeki futbolu geliştirmek ve yaygınlaştırmaksa, bir an önce önlem almalıdır.
Dün Yenicami futbolcusu Halil Turan’ın BAL Ligi takımlarından Kozan Belediye Spor’a yapacağı transfer son anda gerçekleşemedi. Yenicami kulübünün Halil’e karşı tüm taahhütlerini yerine getirmesinden dolayı, elinde saat 13.30’da, Hatay’a gidecek uçak bileti olmasına rağmen bu transferden vazgeçti.
Bence çok da iyi yaptı. Çünkü kulübü ile itilafa düşerek ayrılmak istemedi. Orada başarısız olur da geri dönerse kulübünün kendisine kapıların kapatmaması için bu kararı verdi. Bütün futbolcuların bunu yapması gerekir. Cazip teklifler kısa vadede güzel görünebilir. Ancak bunu geriye dönüşü de var. O zaman ne olacağını iyi hesaplamak lazım. Demek ki kulüpler, futbolculara verdiği sözleri yerine getirirlerse, problem büyük ölçüde çözülmüş olur.
Demek ki futbolcularla kulüpler arasında mutlak surette bir anlaşma olmalı. Federasyon bu konuda bir an önce tedbir almalı. Alınan tedbirler sözleşmeye dayanmalı. Ayrıca taahhütler yerine getirilmediği takdirde caydırıcı ve cezai müeyyideler olmalı. Yani kulübü ile anlaşmaya varan ve buna rağmen yine de gitmekte ısrar eden ve giden bir futbolcu olursa, döndüğünde mutlaka bir cezası olmalıdır. Bunu da yapacak olan federasyondur.
Kısacası, Türkiye Futbol Federasyonu’nun inisiyatifine kalmamalıyız. Kendi önlemimizi kendimiz alarak, kulüp ve futbolcularımıza sahip çıkmalıyız. Herkese mağdur bir toplum olmadığımızı göstermeliyiz.