Takımlar oyuna; “Yenemezsen-yenilme” anlayışı içerisinde kontrollü başladı. Her iki takım da da; kalabalık tuttukları ikinci bölgeden, üçüncü bölgeye top taşıyacak ve ceza alanı civarında isabetli final pasları ile gol pozisyonu üretecek düzeyde oyuncu yoktu. Düzkaya; Hüseyin Türk, Bekir Yıldız ve olması gereken pozisyonda durmayıp, taç atışı dahil, her duran topu kullanmak isteyen ve bu nedenle de enerjisini “Ekonomik” kullanamayan yetenekli oyuncu Yağış’a atacakları, Binatlı’da; Yasin Doğan ve Kemal Uçaner’e şişirecekleri, uzun paslardan medet ummaya başladı. Ortaya organize ataklar çıkmayınca da oyun, orta alanda oynanan“Kör döğüşüne” dönüştü. Ve gol de , duran top organizasyonları ile karambol pozisyonlardan beklenir hale geldi. Nitekim ilk devredeki ilk organize gol pozisyonu, 30. dakikada Bekir’in pasını değerlendiren Yağış’ın mükemmel vuruşundan doğdu. Onu da kaleci Yunus kurtardı.
Takımlar ikinci devrede, aynı oyun anlayışını sürdürmeye devam etti. Hücum silahı konumunda olan Hüseyin Türk’ün yerine oyuna giren Serdar, defansta Türkay ve İbrahim Eker, ikinci bölgede de Hüseyin Şevki’nin gayreti ile ayakta durmaya çalışan Düzkaya’ya “Nefes” aldırırken, ikinci bölgeye bir destek de Tufan’ın oyuna girişi ile oldu. Ve bu süreç içerisinde Düzkaya üçüncü bölge oyuncuları, Binatlı ceza alanını daha fazla tehdit etmeye başladı. Ancak yine ciddi gol pozisyonsuz. Üstünlük daha sonra Binatlı’ya geçti ve özellikle Yasin Doğan ve Kemal Uçaner’in becerileri ile de Düzkaya kalesini zorlamaya başladı. Ancak golsüz. Sonuçta, kaliteden ziyade mücadelenin ön plana çıktığı ve her iki takımın da orta alanda hakimiyet kuramaması nedeniyle ciddi gol pozisyonunun çok az yaşandığı müsabaka, bir gol atanın kazanacağı görüntü içerisinde başladı ve bitti.
bahis siteleri - kaçak iddaa - kaçak bahis - casino siteleri