Böyle bir ortamda 19 puanlı Bostancı-Bağcıl’ı evinde konuk eden, Kenan’dan yoksun 26 puanlı Doğan, kaybetmesi halinde 25 puanlı rakiplerini heveslendirerek strese girecek, kazanması ile de, yerini koruyacaktı. Ve neticede kolayı zora sokan Doğan, Bağcıl’ı 3-2 yendi.
Karşılaşmaya her iki takım da kontrollü başladı. Ve, orta alanı kalabalık tutarak, Doğan Makusa ve Selim’e, Bostancı Bağcıl ise Sabri’nin desteğindeki, Amani ve Traore’ye atılacak kontra toplarla neticeye gitmek istedi. Ancak Bağcıl’ın ilk devredeki orta alan zaafiyeti, kaybetmelerindeki en önemli etkendi. Bağcıl’ın; defansta çok aranan İsmail ve Ahmet Zaifoğlu’nun yanı sıra, tecrübeli Raif’e rağmen birinci bölgeden ikinci bölgeye geçişlerde, oradan da varyasyonlarla üçüncü bölgeye top taşıyacak oyuncusunun olmaması. İkinci bölge oyuncularının rakip ceza alanı civarında çoğalıp, final pasları üretememesi ve bu nedenle de bloklar arasında boşlukların doğması. Üçlü, üçüncü bölge oyuncularının da geriye yardım etmemesi. O dakikaya kadar vasat bir oyun sergileyen Doğan’a yeşil ışık yaktı. Ve, varlığını her geçen dakika daha fazla hissettiren ve oyunun kontrolünü ele alan Doğan da, özellikle kanatlardan Salih ve Aydın, göbekten de Emin ve Belive ile Makusa ve Selim’e pozisyon üretmeye başladı. Ancak buna rağmen ilk gol Bağcıl’dan geldi. Ancak, oyunun dizginlerini ele alan Doğan, devreyi 3-1 önde tamamladı.
Doğan ikinci devreye, skorun getirdiği rahatlıkla, Bağcıl ise, bloklar arasındaki boşluğu doldurmuş ve bir vites büyütmenin etkisiyle de, rakip sahada daha fazla gözüken bir tempoda oyuna başladı. Ancak yine de, organize ataklardan ziyade, ani baskınlarla skor üretebildi. Nitekim ikinci golü de böyle bir pozisyonda buldu. Gol, Doğan’ın telaşa kapılmasına ve oyunu kendi sahasında açık vermeden geçirmek istemesine, ortaya çıkan stres ise, sahada oyuncu ve teknik ekibin, tribünlerde ise taraftarların, adeta ölüp-ölüp dirilmesine neden oldu.
bayan escort - escort bayan - https://iofan.com/