İlk 45 dakikalık bölüme baktığımızda birbirlerine üstünlük kuramayan iki takım ve iki on sekiz arasında geçen koca bir kırk beş dakika izledik. Pas hatasının çok olduğu ve özellikle 3 bölge dediğimiz 18 civarı ve içinde son paslar ve final vuruşlarında etkisiz iki takım vardı. Buna rağmen mücadele gücü yüksek, orta alanda top kapma savaşı ve bu doğrultuda pozisyonsuz bir maç izledik.
Lefke seyircisinin devamlı takımlarını desteklemeleri ve oyuncuları motive etme uğraşı hiç sonuç vermedi. İkinci devrede belki her şey değişir, pozisyonlu ve gollü bir maç olur ümidimiz karşılığını almadı maalesef. Neredeyse ilk yarının bir kopyasını izledik ikinci yarının büyük bölümünde. Gelen Doğan golünden sonra rakibinin üzerine yüklenmesi beklenen Lefke şuursuz baskı kurmaya çalıştıysa da pozisyon bulmakta zorlandı.
Ahmet Sönmez’in mükemmel oyunu karşısında pozisyon bulamayan Lefke, Toygar hocanın oyuna müdahalesi ile 80 dakikadan sonra tek kale oynamaya başladı Lefke. Oyunu tamamen kendi yarı alanın da kabul eden Doğan adeta Lefke’nin gelecek gollerine davetiye çıkardı.
Uzatma dakikalarında gelen penaltı golü ve ardın Doğan defasının kademe anlayışını yitirdiği anda Kasım’ın sahne alışı ile gelen 2. Gol Lefke’nin galibiyete olan İnancının zaferiydi.
Savaş Tilki belki sonuca etki edecek hata yapmadı ancak sarı kartlarda ve faullerde istikrarlı düdükler çalmadı.