Sertoğlu'nun veda mektubunda şu ifadelere yer verildi:
"Kıbrıs Türk toplumunun sembolü, tarihi ve mücadele yıllarının unutulmaz ismi Özcan Özcanhan abimizi kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyim. Küçük Kaymaklı Türk Spor Kulübü Başkanlığı ve Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Başkanlığı dönemlerim neredeyse ömrümün yarısı… Futbol camiası içerisine girdiğim ilk günden beri fikirleriyle, öğütleriyle, düşünceleriyle, tecrübe ve yaşadığı anılarla hep aklımın bir kenarında fikir babası oldu. Tüm başkanlık dönemimde uyguladığım ve uygulamadığım tüm kararlarda yanımda oldu ve beni destekledi. Ben de bu camianın içerisinde olduğum ilk günden yaşamının son gününe kadar hep onun önünde büyük bir saygı ve sevgiyle durdum. Zaman zaman ziyaretlerine gittim, gün geldi o bana geldi. Her görüştüğümüzde gözlerinin içi parlardı. O bakışı ve anılarını anlatırken duyduğu heyecanı hiçbir zaman unutamam.
Özellikle KTFF başkanlığım döneminde çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından Kıbrıs Türk futbol tarihi konularında kapım çok çalındı. Kapı çalınır çalınmaz ilk yönlendirdiğim kişi mücadele yıllarını yaşamış ve dün gibi hatırlayan Özcan Özcanhan abimiz olurdu. O da beni hiç kırmaz, tüm hikâyeleri o an yaşamış gibi anlatırdı. Öyle bir anlatırdı ki hem anlatırken kendisi hüngür hüngür ağlardı hem de taş gibi kalpler bile dayanamaz ve gözyaşlarına hâkim olamazdı.
Özellikle mücadele yıllarında örgütleşen Kıbrıs Türk toplumunda gazetecilik mesleğinin yanı sıra Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği, Kıbrıs Türk Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği ve benzeri birçok önemli kurum ve kuruluşun içerisinde yer aldı ve kurulmasına öncülük etti. Bunun yanında ülke futbol tarihinin en önemli hakemlerinden biri oldu ve dünyaca ünlü takımlar dâhil birçok maçta düdük çaldı, Merkez Hakem Kurulu başkanlığı ve hakemlik yaptığı dönemlerde birçok önemli hakemin gelişimine katkısı oldu. Yaşamının son gününe kadar da hep öğütlerini ve futbol maçlarında yaşadığı olayları hakemlerle ve dostlarıyla paylaştı.
Özcan abimiz bedenen artık aramızda olmayacak ancak onun adını, anılarını ve yaşadıklarını gelecek nesillere anlatmak, göstermek bizim başlıca görevimiz olacaktır. Yaşadığı dönemlerde bize anlattığı anıları, verdiği öğütleri şimdi biz gençlere anlatacağız. Bu ülke çok önemli bir tarihi, çok önemli bir mücadele adamını kaybetti. Güle güle Özcan abim… Seni hiç unutmayacağız…"